Otomobilde İlk 10 Marka

Otomobilde İlk 10 Marka

Pazar Liderlerinin Genel Profili

Otomotiv sektörü elektrikli araç çağına geçiş yaparken küresel otomobil piyasaları da bunun etkilerini her gün farklı boyutlarıyla yaşıyor. Dev otomotiv markaları daha önce hiç yaşanmamış olan bir geçişin neler getirdiğini yeni yeni öğreniyor. Yeni modellerde denedikleri otomobil teknolojileri ile otomobil tasarımına getirdikleri yeni yorumlar bir yandan öncü olmanın avantajı ile kendilerine yol açarken diğer taraftan hızlı gelişme ve bazı bilinmezlikler bu fırsatları birdenbire pazar risklerine veya büyük maliyetlere çevirebiliyor.

Türkiye otomobil pazarı bilhassa sıfır araçlarda dünyadaki trendlere paralel bir seyir izliyor. Elektrikli araçlara yönelim Avrupa’ya göre biraz geriden gelse de genel eğilimde büyük bir farklılık gözlenmiyor. Avrupa’da kent yönetimleri tarafından dizel araçlara yönelik kısıtlamalar birkaç yıl içinde dizel motoru en azından binek araçlarda tarihe gömebilecek nitelikte. Bu durum markaları, otomobil üretiminde elektrikli ve hibrit araç ağırlığını Avrupa’ya kaydırmak zorunda bırakıyor.

Türkiye pazarı bundan etkilense de elektrikli araç satışları ve teknik altyapı (elektrikli araç şarj istasyonları, otomobil bakım onarım merkezleri, pil geri dönüşüm sistemleri, otomobil yedek parça bulunurluğu vs.) sürekli büyüme ve gelişme halinde. Markalar da buna uygun politikalarını her geçen gün yeni hamlelerle güçlendiriyor. Türkiye otomobil pazarının ilk 10 markasına sırayla bir göz atalım:

Otomobilde 91.000 adet satışla açık ara pazar lideri olan Renault elektrikli ve içten yanmalı modellerini karma bir sistemle pazarlıyor. Sadece elektrikli araç modelleri olduğu gibi (5 E-tech vb.) hem elektrikli hem de benzinli versiyonları ile satışta olan modeller bulunuyor. Clio ve Megane satışların büyük ağırlığını oluşturuyor.

İkinci sırada bulunan (59.000) ve globalde Stellantis Grubu’na Türkiye’de ise yine o çatı altında Koç Grubu’na bağlı olan Fiat markası daha çok ticari araçlara ağırlık vermiş durumda. Binek ruhsatlı ticari modeller olsa da ağırlıkları çok az. Türkiye’de üretilen, HB, sedan ve cross olarak 3 ayrı gövde tipiyle satışta yer alan geleneksel ICE motorlu (içten yanmalı motor) Egea modeli orta gelirli tüketici için en önemli seçeneklerin tümü ile Fiat satışlarıın %98’ini oluşturuyor. Son olarak Grande Panda modelinin elektrikli versiyonunu pazara süren Fiat’ın hangi model isimleriyle ve platformlarla elektrikli araç çağına geçeceği henüz netleşmiş değil.

Toplam 18 modelle binek araç pazarında hemen Fiat’ın arkasında 3.sırada yer alan Volkswagen (toplam 57.000 satış) ise elektrikli modelleri ile içten yanmalıları net bir şekilde ayırmış durumda. Fiat’tan farklı olarak model gamında tek bir modelin ciddi bir ağırlığı yok. Satışların %70’i en baştaki 4 modelden geliyor. Bunlar sırasıyla B-SUV modeli T-Roc, C SUV coupe tarzı Taigo, yine B-SUV ancak farklı tasarımıyla T-Cross ve uzun soluklu SUV model Tiguan. ID isimli modeller tam elektrikli aracı simgelerken Polo, Golf ve Passat gibi modellerin satışı da sürüyor. VW, geçtiğimiz yıl yaşadığı maliyet sorunları yerine yeni modelleri ve elektrikliye geçiş stratejisi ile daha çok konuşulur olmaya başladı.

Dünyada hibrit araçlarda ve küresel pazardaki satış adedi ile toplamda otomobil satışlarının lideri olan Toyota ise Türkiye’de Volkswagen’i çok yakından takip ediyor. 55.000 adet toplam satışta Corolla ve CHR modellerinin ağırlığı çok fazla olan Toyota’nın, yakıt hücreli elektrikli araçlarla ilgili çığır açıcı çalışmalarının sonuçları da merakla bekleniyor.

Geçtiğimiz yıl büyük bir atak yapan ve yaklaşan fırtınayı önceden sezerek ABD yatırımlarına ağırlık veren, bununla beraber Ioniq Serisi ile elektrikli çağını yakalayan Hyundai ise Türkiye’de ağırlığı daha çok i20 ve Tucson modellerine verdi. Toplam 48.000 adet satışın %62’si i20, %20’si ise Tucson modelinden geliyor, elektrikli modeller henüz çok düşük seviyede. Hyundai’nin yeni otomobil tasarım dili ve küresel hamleleri önümüzdeki yıllarda Türkiye pazarında da Hyundai markasını yukarıya çıkarma potansiyeli taşıyor.

Stellantis’in en önemli Fransız markası ve Renault’dan sonraki başka bir sembolü olan Peugeot ise 2008 modelinin forse ettiği bir dönem yaşıyor. 3008 ve 408 de yine Peugoet’nun satışlarında önemli yer tutuyor. Peugoet’nun toplam satışı da ilk 3 çeyrekte 46.000’i geçiyor.

İlk 9 ay itibarı ile 36.000 satışla 7.sıraya yerleşen Çinli BYD ise sağlam adımlarla ilerliyor. Her gün yenilikçi bir özellik, motor gücüne veya batarya performansına yönelik geliştirme gibi haberlerle adını gündemden düşürmeyen BYD’nin Türkiye otomobil pazarındaki başarısı kalıcı olacağa benziyor.

Stellantis’in diğer markaları Opel ve Citroen de birbirlerine çok yakın adetlerle 8 ve 9.sırayı paylaşıyorlar (33.844 ve 33.444). Koç Grubu’na dahil olarak yeni bir sinerji dünyasına adım atan bu 2 köklü markanın da önümüzdeki dönemde şansları açık görünüyor.

İlk 10 markanın son sırasında 32.528 satışla Skoda’yı, Tesla, TOGG ve Mercedes’in önünde görüyoruz. Superbe ve Octavia  gibi birçok eski modeli ve yeni elektrikli araçları ile pazarda istikrar ve showroom zenginliği yakalayan Skoda’da satışlardaki model dağılımı çok dengeli. 

2025 yılını yüksek faiz ve durgunluk beklentisine rağmen yüksek rakamlarla kapatan Otomotiv sektörü, 2026’ya daha umutlu bakıyor. ÖTV mevzuatının hibrit ve elektrikli araçları teşvik etmesi, faizlerde düşme ihtimali ve pazara gelmesi beklenen ertelenmiş talep gibi faktörler sektör için kaldıraç etkisi yaratacak.